Kitap Hakkında:
“Avrupa Müslümanlar’dan neden korkuyor?”
Özlem Kumrular’ın İslam Korkusu adlı kitabı, bugün de gündemde yer alan
bir olguyu tarihsel bir perspektifle irdeliyor
İslam korkusu neden ve nasıl başladı?
Korkunun zaman içinde bugünkü noktaya gelmesinde hangi etkenler rol oynadı?
Tarih boyunca yavaş yavaş gelişen bir propaganda süreci içinde İslam korkusu nasıl çığ gibi büyüdü?
Bu korkunun ve sürtüşmelerin kökenleri Ortaçağ ve Yeniçağ’da nasıl şekillendi?
Edebiyatçı ve tarihçi Özlem Kumrular’ın uzun araştırmalar sonucunda kaleme aldığı İslam Korkusu, tüm bu sorulara başta İspanyolca, İtalyanca ve İngilizce olmak üzere Almanca, Katalanca, Fransızca, Portekizce ve Yunanca kaynaklarla cevap veriyor. Daha önce Türk Korkusu adlı kitabıyla büyük ilgi çeken Kumrular, yeni çalışmasında, dönemin Hıristiyan hacıları, elçileri, diplomatları, yazarları, şairleri, esirleri ve hükümdarlarının kaleme aldıkları, birinci dereceden ve bugüne kadar hiç kullanılmayan kaynaklardan yararlanarak İslam korkusunun gerçekçi bir portresini çiziyor.
-Endülüs’te Müslüman kadınların peçe kullanmasının gerçek nedeni neydi?
-Osmanlı İmparatorluğu’nun sonunun geldiğini “müjdelediğine” inanılan kuyrukluyıldızlar nerelerde belirmişti?
-İspanya’da zorla Hıristiyan yapılan Müslümanlara nasıl domuz yediriliyordu?
-Hz. Muhammed’in tabutunu çalma planları kimden çıkmıştı?
-Hıristiyanlar İslam’ın cennette “şarap akan ırmaklar” vaat etmesini hangi propaganda için kullanacaklardır?
-1770 yılında Wolfgang von Kempelen’in İmparatoriçe Theresa’yı etkilemek için gerçek mekanik bir satranç makinesi için neden gerçek boyutlarda bir Türk figürü seçmişti?
-Hıristiyan erkeklerle yakalanan Müslüman kadınların cezası ne olurdu?
-Osmanlı toplumunda gerçek şarap tüketimi ne boyuttaydı?
Tüm bu merak uyandıran soruların cevabı İslam Korkusu’nda!
Kitaptan...
Hıristiyanlıktan Müslümanlığa geçiş töreni, farklı seyyahlar, dönmeler ve diğer görgü tanıkları tarafından çok farklı şekilde anlatılmıştır. Safevi topraklarında İslam’a geçen Hıristiyanlar için yapılan gösterilere şahit olan Arthur Edwards hiç de hoş anılar kaydetmeyecektir defterine. William Davies ise bize bu küçük törenlerin detaylarını sunar. Yeni dönme, babasına ve annesine küfretmeye zorlanır. Bir at üzerine, “yüzü kuyruğa gelecek şekilde” yani ters olarak bindirilir ve sokak sokak dolaştırılır. Eline bir yay bir de ok verilir, bu okla bir Müslüman’ın elinde baş aşağı duran bir Hz. İsa figürünü vurur. Ana babasına, akrabalarına, vatandaşlarına küfrederek sünnet olacağı yere doğru ilerler. Mısır’da buna şahit olan Arnold von Harff da, bir Hıristiyan’ın din değiştirip Müslüman olunca Hz. İsa’yı ve annesini inkâr etmesi, haça tükürmesi, ayakları altında haçın parçalanmasına katlanması ve son olarak da onun üzerinde yürümesi gerektiğini kaydeder.