Mary, büyükannesinin arkadaşı olan bir çiftin evine yerleşir. Seyahate giden çiftin köpeğinin sorumluluğu da ona aittir. Bu arada bitirmeye çalıştığı bir ilişkisi vardır. Ama hayatını değiştirecek haber tüm bunlar değil, iliğini bağışladığı kişinin kimliğini öğrenebilecek olmasıdır. Ve onunla tanışır. Aralarında bir yakınlık doğar. Bu arada yaşadığı evin yakınındaki parkta bir cinayet işlenir. Sokak serserilerinden biri parkın parmaklıklarına asılmış olarak bulunur. Ruth Rendell, herzamanki gibi kalemini ustaca oynatıyor. "Park Cinayetleri", birçok kahramanı aynı rotada dolaştıran, ama hepsinin hayatlarını ayrı ayrı çizmeyi başaran ve yarattığı gerilimli havayı son satırına kadar koruyan çok başarılı bir roman. Kahramanlarının hüzünleri, saplantıları ve zayıflıklarını anlatırken herhangi bir gerilim yazarı olmadığını bir kez daha kanıtlıyor Rendell. Kırılgan Mary, saldırgan Alistair, ailesini yitirdikten sonra sokaklarda yaşamayı seçen duyarlı Roman, Mary’nin ilik bağışladığı hastalıklı ve şaşırtıcı Leo, hayatını köpek gezdirerek kazanan takıntılı Bean… Tüm bu kişilikler "Park Cinayetleri"nde hayat buluyor. Yani gerilim kraliçesi kitabı elinize aldıktan sonra bitirmeden bırakmanıza yine izin vermiyor!