Kitap Hakkında:
Bir gün bir nükleer bomba patlarsa...
Hayat, o hep bilinen akışı içinde sürüp giderken, günün birinde Fransa’nın üzerinde bir nükleer bomba patlar. Bu bomba, tahmin edilebileceği gibi, diğerlerine de davetiye çıkartır ve yeryüzü, tesadüfen hayatta kalanların dışında, canlılar için bir cehenneme dönüşür. O sırada, geçen yılın bereketli hasadından yapılma şarapları tatmak üzere, Malevil Şatosu’nun mahzeninde bulunan şato halkı ve birkaç misafir, hepi topu yedi kişi, bu yıkımdan canlı kurtulur: bir yaşlı kadın, zihinsel özürlü oğlu ve beş erkek. Uygun arazi koşulları nedeniyle şato da ayaktadır ve hayatta kalan başka canlıların daha sonra ortaya çıkması, yaşamın yeniden üretilebileceği ümitlerini artırır. Ancak kadın-erkek sayısındaki eşitsizlik, kıt kaynaklar ve insanın sahip olma ihtirası ve hayatta kalanlar arasındaki paylaşma savaşları, gelecek üzerine bir karabulut gibi çöker. Kötülüklere karşı temel direnme aracı ise, modern dünyanın çoktan yok ettiği, sevgi, içtenlik, arkadaşlık, vefa, dayanışma, yetinme gibi değerlerdir.