Barkod: 9786050933413
Sayfa Sayısı: 448
Ebat: 13.6 x 21 cm
Yayın Tarihi: Mart 2016
Kategori: Tarih, Reşad Ekrem Koçu
Orijinal Dili: Türkçe
Reşad Ekrem’in dilinde tarih gerçek hayattan daha canlı, daha güzel, daha büyülü…
Tulumbacılar, 1720’den 1826’ya kadar bir asır boyunca, İstanbul’un dillere destan yangınlarını söndürürken, şehrin edebiyatına ve folkloruna da yanık izleri bıraktılar. Reşad Ekrem Koçu, yıllarca tulumbacı kahvehaneleri işletmiş Üsküdarlı halk şairi Vâsıf Hoca’nın notlarından, namlı tulumbacı, halk ressamı ve şairi Kahveci Gürcü Nusret’in antoloji-hatıratı Zindan Şiirleri’nden ve başka birinci el kaynaklardan yararlanarak, “teşkilatıyla, âdet ve ananeleriyle, koğuş nizamları ve hayatıyla, çalgılı kahvehaneleri ve buralardan doğmuş koşmaları, semaileri, ayaklı mânileri ve destanlarıyla, destanlara geçmiş aşk ve cinayet vakalarıyla, o renkli, sesli âlem”i anlatıyor. Bu arada, Abdülhamid’in hafiyesi Fehim Paşa’nın İngiliz metresinin kardeşi “tulumbacı taslakçısı” İngiliz Hidayet ve kadın tulumbacı Bahriye gibi aykırı örnekleri de unutmuyor!
Reşad Ekrem’in dilinde tarih gerçek hayattan daha canlı, daha güzel, daha büyülü…
Tulumbacılar, 1720’den 1826’ya kadar bir asır boyunca, İstanbul’un dillere destan yangınlarını söndürürken, şehrin edebiyatına ve folkloruna da yanık izleri bıraktılar. Reşad Ekrem Koçu, yıllarca tulumbacı kahvehaneleri işletmiş Üsküdarlı halk şairi Vâsıf Hoca’nın notlarından, namlı tulumbacı, halk ressamı ve şairi Kahveci Gürcü Nusret’in antoloji-hatıratı Zindan Şiirleri’nden ve başka birinci el kaynaklardan yararlanarak, “teşkilatıyla, âdet ve ananeleriyle, koğuş nizamları ve hayatıyla, çalgılı kahvehaneleri ve buralardan doğmuş koşmaları, semaileri, ayaklı mânileri ve destanlarıyla, destanlara geçmiş aşk ve cinayet vakalarıyla, o renkli, sesli âlem”i anlatıyor. Bu arada, Abdülhamid’in hafiyesi Fehim Paşa’nın İngiliz metresinin kardeşi “tulumbacı taslakçısı” İngiliz Hidayet ve kadın tulumbacı Bahriye gibi aykırı örnekleri de unutmuyor!