Kitap Hakkında:
Korkuyu hissetmek için nereye kadar gidebilirsiniz?
Fransız polisiye roman türünün yükselen yıldızı Maxime Chattam’ın, polisiyeyi gerilimle birleştiren yeni romanı Leş, adı, zamanı ve mekânı belli olmayan bir savaşa hazırlıkla başlıyor. Ve şaşırtıcı kurgusuyla okurunu esir alıyor.
Savaş hazırlıkları kapsamında askerler yavaş yavaş gemilere bindirilerek bir çıkarmaya hazırlanmaktadır. Askeri Polis Şefi Teğmen Craig Frewin’in birliği de bu çıkarmaya katılacaktır. Hareket emri beklenirken, yola ilk koyulacak gemilerden birinin ambarında genç bir askerin asılmış cesedi bulunur. Katil, kurbanın kafasını kesmiş ve yerine ağzını parçaladığı bir koç başı koymuştur.
Olay yerinde Teğmen Frewin hemşire Ann Dawson’la karşılaşır. Genç hemşire, kendi kâbuslarıyla başa çıkmak, korkularıyla yüzleşmek için Frewin’e yardım etmeyi önerir. Teğmen, katilin gemi mürettebatından biri olduğunu düşünmekte, gemi yola koyulmadan önce katili bulmak istemektedir. Çünkü katilin bu cinayetle yetinmeyeceğini, başka cinayetler de işleyeceğini hisseder. Birlikte katilin profilini çizerler: Buna göre katil işkence etmekten zevk alan, işlediği cinayetlerden gurur duyan bir psikopattır. Frewin ile Ann’in tahmin ettiği gibi ilk cinayeti diğerleri izler. Katil her defasında vahşi ve arkaik yöntemlerle kurbanlarını parçalayıp teşhir etmektedir. Savaş ortamının gerginliğine bu cinayetler eklenince, askerler arasındaki huzursuzluk iyice artar ve herkes birbirinden şüphelenmeye başlar. Zira herkesin karanlık birer sırrı vardır.
İnsan psikolojisinin çok karanlık bölgelerine doğru korkutucu bir yolculuğa çıkan Frewin ile Ann’i büyük tehlikeler beklemektedir.
Kriminoloji eğitimi alan Maxime Chattam son romanında insanoğlunun korkuyla olan ilişkisini ele alarak, her zaman korkuya ihtiyaç duyulduğunu öne sürüyor.