Kitap Hakkında:
Günümüz Fransız edebiyatının ödüllü yazarı Amélie Nothomb’dan aşkın ispatı üzerine çarpıcı bir roman
Aşkınızı ispatlamak için neleri
göze alabilirsiniz?
Paris’ten uçağa binmek üzere olan Zoïle, uçağı havada infilak ettirmeye niyetlidir. Uçağın kalkış saatine kadar oyalanmak için anılarını yazmaya başlar.
Eserleriyle Fransa’da birçok önemli ödüle layık görülen Amélie Nothomb, Kış Yolculuğu adlı romanında genç kahramanının benzersiz aşk hikâyesini uzun bir “flashback”le gözler önüne seriyor. Bir insanın aşkını ispatlamak için neleri göze alabileceğini sogulayan roman, bu sorgulamayı iki farklı kadın ve bu kadınların temsil ettikleri karşıtlıklar üzerinden yapıyor.
Adının anlamını ansiklopedilerden araştıran ve böylece edebiyata merak salan Zoïle, üniversiteden sonra elektrik-doğalgaz şirketinde çalışmaya başlar. Mahalleye yeni taşınan bir kadının elektrik tesisatına bakması gerekir. Kadının evine gitmeden önce hakkında araştırma yapar ve kadının yazar olduğunu öğrenir. O eve gittiğinde, Zoïle kapıyı açan güzel kadına ilk görüşte bayılır. İçeri girdiğinde zekâ özürlü görünen bir başka kadın daha olduğunu fark eder ve güzel yazarın bu düşkün kadına iyilik olsun diye baktığını düşünür. Hayranlığı onu yazarın kitabını almaya, ona imzalatmaya kadar götürecek, sonunda da büyük bir sürprizle karşılaşmasına neden olacaktır. Bu sürpriz ise aşkı sorgulamasına yol açacaktır. Hem de nasıl bir sorgulama ve nasıl bir ispatlama isteğine…
Kitaptan
Havaalanlarında kontrolden geçerken herkes gibi sinirleniyorum. Şu meşhur bip sesinin çıkmadığına hiç rastlamadım. Bunun hemen ardından büyük şenliğe katılma hakkına sahip oluyorum ve erkek elleri beni baştan aşağı yokluyor. Bir gün kendimi tutamayarak onlara “Gerçekten de benim uçağı havada infilak ettirebileceğimi düşünüyor musunuz?” deme gafletinde bulundum.
Kötü fikirdi. Beni soyunmaya zorladılar. Bu adamlarda hiç mizah duygusu yok.
Bugün de kontrolden geçmekteyim ve sinirleniyorum. Şu meşhur bip sesinden kurtulamayacağım ve erkek elleri beni baştan aşağı yoklayacak.
Oysa 13.30 uçağını gerçekten infilak ettireceğim.
Daha sonra beni evlerine davet etti. Kabul etmedim. Karşı çıkmadı ama daveti reddettiğim için üzüldüğünü fark ettim. Bu üzgün halini bana bir ay önce göstermiş olsaydı sevinçten havalara uçacağımı ve Eiffel Kulesi’nin daha uzun yıllar ayakta kalacağını düşündüm. Artık çok geçti: Astrolabe’ın mutsuzluğu beni etkilemiyordu artık.
Kadınların sevgisi hep zamansızdır.