Kitap Hakkında:
KENDİ HEYKELİNİ YAPAN ADAM
BİLİNMEYEN YÖNLERİYLE İLHAN SELÇUK
Kendi Heykelini Yapan Adam kitabında İlhan Selçuk altmış yıllık arkadaşı Orhan Karaveli tarafından bütün yönleriyle ele alınıyor.
İlhan Selçuk’un ailesi, çocukluğu, gençliği, evlilikleri , özel hayatına dair birçok ayrıntı var bu kitapta. Hastalığı ve ölümü de. Erdal Atabek, Emre Kongar, Gürbüz Barlas, Alev Coşkun, Ali Sirmen, Şükran Soner, Gufran Kurtböke ve Tahsin Yücel gibi dostlarının görüşleri de.. Kitap boyunca İlhan Selçuk’un kız kardeşi Ülfet Mengü’nün anıları, bu efsane düşün adamının hayat çizgisini okura yansıtmakta çok önemli bir rol üstleniyor
Ayrıntılı bir biyografi olarak nitelendirilebilecek olan Kendi Heykelini Yapan Adam, sadece İlhan Selçuk’ın hayatını değil, bir dönemin türkiyesini de gözler önüne seriyor. Ve İlhan Selçuk’un yakınındaki başka önemli isimler de, örneğin büyük çizer Turhan Selçuk da ayrıntılı portreleriyle kitapta kayda değer bir yer tutuyor.
Kitaptan:
Futbolcu olmak isterdim; ünlü bir futbolcu!.. Yeşil sahalarda gol attıkça alkışlanan. “İnce hastalık” etkiledi kişiliğimi, önce duyarlı bir genç sonra da yazar oldum.
Çeyrek yüzyıl geçmişti ki enfarktüs gelip vurdu. Beklemiyordum desem yalan olur. Böyle ince ve hasta bir yürek nasıl dayanabilirdi olup bitenlere (gözyaşları)? Ama her hastalığın kendine göre özgül nitelikleri var. Enfarktüs, ince hastalığın tersine insanı başka biçimde etkiliyor. Bundan böyle streslere dayanmak için egoist, duyarsız, vurdumduymaz, kaba, terbiyesiz bir adam olmak gerekiyormuş. Eh, mademki öyle; niçin olmamayım? İşte sana bir ay sonra yanıt verişimi de umursamıyorum. Af da dilemiyorum; ne istersen düşün, ben böyleyim işte… mi?
…
Söyle bana, 53 yaşında veremli ve enfarktüslü bir adamın cazibesi ne ola? Şimdi dinlendim de kendime geldim biraz. Kadınlar var çevremde. Her tanıştığım diyor ki “Ne kadar genç gösteriyorsunuz. Biz sizi böyle bilmezdik!..”
Bugün elektro-kardiyogram çekilmesi için görevli kadının odasına gittim. Bileklerime aletler taktı. Gözüm karşıdaki duvarda: Sol köşesinde badana bozulmuş, birtakım borular birbirine girmiş, pislik; sağda adını bilmediğim bir saksı çiçeğinin küçük yaprakları. Gözlerimi o yapraklara diktim: “İyileşeceğim, iyileşeceğim, iyileşeceğim!.. Yaşayacağım, herkesi şaşırtacağım, yazacağım!” diye düşündüm.