Kitap Hakkında:
Bende Kalmasın-Türkiye ve Dünyadan Seyahat Notları
Murat Yalçıntaş’ın gözünden farklı kültürler, farklı insanlar…
Bende Kalmasın-Türkiye ve Dünyadan Seyahat Notları, İTO Başkanı Murat Yalçıntaş’ın geniş bir coğrafyada-Somali, Hindistan, Fas, Finlandiya, Mısır, Libya, Belçika, Suudi Arabistan, Fransa, Malezya, Singapur, Hollanda, Kanada ve İsveç- yaptığı yurtdışı gezileri ile yurtiçindeki üç seyahati kapsıyor. Bu seyahatler genellikle Yalçıntaş’ın, başkanı olduğu İstanbul Ticaret Odası adına katıldığı resmi ziyaretlerden oluşuyor. Kitaptaki fotoğraflar da Yalçıntaş’ın objektifinden.
Yalçıntaş, söz konusu gezilerin büyük kısmını resmi heyetlerle yapmış olmasına rağmen, anlaşılan o ki resmi programların dışına çıkarak gittiği yerdeki insanların yaşamını, kültürünü tanımak için gayret sarf etmiş. Ve güzel anılarla dönmüş:
“Büyükelçimiz, geçtiğimiz günlerde Mısır işkadınlarının düzenlediği bir toplantıya katılmış ve işkadınlarına Türkiye’den taleplerini sorunca, aralarında şöyle bir diyalog geçmiş: 4- Bize Muhanned’i (Kıvanç Tatlıtuğ’un oradaki adı) getirebilir misiniz?
- Olur, getiririm, ama ne yapacaksınız? O şarkıcı değil, şarkı söyleyemez, müzisyen değil, bir enstrüman da çalamaz.
- Olsun, gene de gelsin. Podyuma çıkar bize bakar, biz de ona bakarız!”
Yalçıntaş kitap boyunca, gittiği yerler hakkında okuru sıkmadan, didaktik olmayan bilgiler vermeyi de ihmal etmiyor. Mesela Kuzey ülkelerinin ne kadar kasvetli olduğunu ve insanların yalnızlık içinde öldüğünü anlatırken birden araya “bir kraliyet dedikodusu” sıkıştırıp sizi o kasvetten kurtarabiliyor.
Kitaptan:
“Bu aralar burada en çok konuşulan konu İsveç Prensesi Madeleine’in 15 gün evvel Amerikalı bir bankerle nişanlanması… Rehberimiz, prensesin Avrupalı bir prens yerine Amerikalı bir işadamını seçmesinden dolayı hayal kırıklığına uğramışa benziyor. Ama arkasından da hemen ekliyor: “Babası da –İsveç Kralı Gustaf’ı kast ederek– böyle yapmıştı zaten.” 1972 yılında o zaman prens olan Gustaf, Almanya’ya olimpiyatları izlemeye gidiyor ve organizasyonda görevli olan halktan bir Alman kızıyla tanışıyor (şimdiki İsveç Kraliçesi Slyvia) ve 1976 yılında ancak kral olduktan sonra onunla evleniyor. Bu kadar beklemesinin sebebi, eğer prensken halktan biriyle evlenirse taht üzerindeki hakkını kaybedecek olmasıymış. Gönül ferman dinlemez dedikleri bu olsa gerek.”