“Hayatımızı kalbinden yakalayan ama teknik bulup çok da üzerine düşmediğimiz dünyanın dertlerini kendim nasıl anlıyorsam öyle anlattım. Okumayacaksınız, sohbet edeceğiz.”

“Bir ülke yok oluyor! Kasırga vurdu geçti! Yağış felaketi: 400 ölü! Sel ve sıcaklar can aldı! Dean Kasırgası! Felix Kasırgası! Tsunami bir coğrafyayı sildi! Havadan sudan mevzular bunlar... Açlık, hastalıklar ve her yıl kaybedilen yüz binlerce insan! Tahmin edeceğiniz gibi savaşlardan bahsetmiyorum. Savaşlar ciddiye alınır çünkü! Ben önemsiz bir mevzudan, havadan sudan dem vuruyorum. Şu dünya ne menem bir şeymiş, ötesiyle berisiyle, başıyla sonuyla, mucizevi döngüsüyle satır aralarında verdiği mesajlarla. Doğa-iklim-çevre-tarih-teknoloji ve aralarındaki geçişler, bir meteoroloğun gözünden. Biraz tek taraflı, bir monolog, olacak ama anlatıyorum, meraklısı gelsin, takip etsin satırları, çevirsin sayfaları...”

Sis, sakin havaya işarettir! Yere yakın bulut yağış getirir! Horoz vakitsiz öterse hava bozar! Kargalar coşarsa rüzgâr azar! Kuşlar yüksek uçarsa havanız iyidir! Çelik tınlıyorsa, yıldırım düşer!

Meteorolog Bünyamin Sürmeli, yine havalı mevzulara giriyor. Sahi havanın ne olduğunu biliyor muyuz? Önemini biliyor muyuz? Size küçük bir deney önerisi... Malzemeler: Hava, su, sevdiğiniz bir sandviç. Aç olduğunuz bir an ekmeği masaya koyun. Ama yemek yok, sabredebildiğiniz süreyi düşünün. Susuz olduğunuz bir an aynı şeyi su için yapın. Ve ağzınızı burnunuzu kapatarak nefessiz kalmayı düşünün. Sonuç? Aç durabileceğiniz süre: 48 saat ve üzeri; susuz kalma: 48 saat ve üzeri; havasız kalma: 2 dakika! Dolayısıyla her şeyden çok havaya ihtiyacınız var ve karşınızda Türkiye’nin en havalı kitabı. Havam olmadan asla!